Napoleon Bonaparte ve George Clooney


Bu satırları Magiore gölünde günbatımını izlediğimiz terastan yazıyoruz. Napoleon Bonaparte’ın Alplerdeki izini sürdüğümüz bu değişik günün sonunda terasımızın hemen altında sakin sakin kıyıya vuran dalgaların sesi kuş ve çan seslerine karışırken daha önce kaç kez böyle özel bir gün batımı yaşadığımızı hatırlamaya çalışıyoruz. O nedenle Como gölü ve meşhur müdavimi George Clooney biraz bekleyebilir J

Bugün araba ile seyahatin fazla yürüyüş kısmının ise ne yazık ki biraz az kaldığı bir gün oldu.

Colle de Joux (Joux geçidi)

St Vincent Aosta vadisini kuzeye doğru kesen bir başka vadinin, Ayas vadisinin başında idi. Sabah St Vincent’dan Ayas vadisinin derinliklerine doğru yola çıkıyoruz. Hedefimiz Joux geçidi (Colle de Joux) üzerinden Brusson adında vadi içinde küçük bir kasaba. Joux geçidi panoramik olarak özellikle önerilen bir yol. Tarihi önemi büyük: Napoleon Bonaparte 1800 ilkbaharında Avusturya kuşatması altındaki Genovada bulunan Fransız birliklerine destek olmak istiyor. Avusturyalıları şaşırtmak için hiç beklemedikleri bir yerden saldırmak istiyor ve Bu nedenle o devir için inanılmaz bir şeyi gerçekleştiriyor: 60 bin askerini ve gereçlerini toplayıp Alpleri geçiyor. Bu yolculuk için Pierre Nicolas Dorsaz adında bir dağ rehberi ile anlaşıyor. Rehber Alpleri aşana kadar kendisini tutaan ve yol boyunca gönül işlerini paylaştığı askerin Napoleon olduğunu öğrendiğinde çok şaşırıyor. Napoleon kendisine ne istediğini sorduğunda sadece Napoleonun Alpleri geçerken bindiği eşeği istiyor. Ama Napoleon bu mütevazi isteğe ek olarak biricik aşkıyla evlenebilmesi için ev alacak parayı da rehberine veriyor.

Muhtemelen Napoleonun geçişi karların yeni erimeye başladığı zaman olduğundan daha soğuk idi. Ama biz ilk defa bu kadar parlayan ve içimizi ısıtan güneşle mest olmuş durumdayız.

Brusson, Challan Saint-Alme, Challand Saint Victore

Brusson’da siestaya 10 dakika kala markete yetişip göl kıyısında yapacağımız pikniğin malzemelerini alıyoruz. Kasadaki hanım İstanbul’dan gelsiğimizi öğrendiğinde çok şaşırıyor. Eşi ile çok romantik ve hoş bir gezi yaptıklarını İstanbulu çok sevdiklerini söylüyor. Brussondan dağ yoluna devam edip Challand St Anselme ve Challand St Victore kasabalarını geçiyoruz. Challand St Victor çıkışında arabamızı park edip Villa gölüne doğru kısa bir yürüyüş yapıyoruz.

Lago de Villa (Villa Gölü)

Aslında okyanus tabanı iken Alplerin katlanması sırasında yükselen volkanik kayaların tabanını oluşturduğu bir göl. Buzulların bu kayaları oyması ile ortaya çıkmış  ve yeraltı suları ile besleniyor. Piknik için hoş bir yer.

Aosta vadisi ve kaleler

Özellikle Verres, Issogne ve Bard  kaleleri

Aosta vadisinin doğu ucunda  Bard kasabasından başlayarak 17 km boyunca dizilmiş sıra sıra kaleler var. Özellikle ilginç ve güzel olanları Bard, Issogne ve verres kaleleri. Kaleler vadi boyunca haberleşmeyi sağlayabilecek şekilde yerleştirilmiş. Özellikle bir kale gezme turu yarlamadıysanız hepsini birden gezmek pek kolay olmayabilir. Ama Aosta vadisinin orta çağdaki durumunu, Challand ailesinin (derebeyi) etkisini anlayabilmek için özellikle Issogne kalesi gezilmeli. Issogne bir kaleden çok devlet işlerinin halledildiği ama derbeyi Challand’ın da yaşadığı bir yapı. Uzaktan kale demek pek kolay değil. Dışına bakıp beğenmeyip geçmek mümkün. Ama dış görünüş sizi yanıltmasın. İç kısmı freskler ve dekoratif motiflerle süslenmiş 12. Yüzyıldan kalma bir bina. Sırf bu iç süslemeler için bile gezmeye değer. Ne yazık ki turlar sadece İtalyanca. Rehberinize biraz şirinlik yaparsanız İngilizce ve Fransızca birkaç cümle koparabiliyoruz. Papağan gibi ezberleyip anlattığı tekst doğasına hayran olduğunuz Aosta vadisinin tarihini kavramak adına çok faydalı. 15. Yüzyılda Issogne kontu George Challant bölgeye damgasını vurmuş. Bu kale ile ilgili kısa bir video aşağıdaki linki tıklayabilirsiniz.

http://www.regione.vda.it/turismo/scopri/cultura/castelli/filmato_castello_issogne_e.asp

Verres kalesi ve Bard kaleleri dışarıdan çok ihtişamlı duruyor. İçlerini gezmeye fırsatımız olmadı. Belki Aosta vadisinde sırf şatoların gezildiği bir turda bu kalelerin de içlerini gezmek ilginç olabilir. (Not: 14 yıl önce İskoçya’da muhteşem kaleler gezdik ve kale gezme sayfasını o vakit kapattık. Hatıralarımızda brave heart tadında kaleler kalsın diye)

Orta gölü (Lago Orta)

Alpleri arkamızda bırakıp göller bölgesine doğrı yol alıyoruz. İlk göl: Lago Orta. Ne yazık ki İtalya’nın en az gezilen göllerinden birisi imiş. 2.5 km genişliğinde ve 13.4 km uxunluğunda olan bu küçücük göl daha iyi bilinen kardeşi Maggiore gölünden sadece Monte Mattarone ile ayrılmış. Huzur ve dinginlik arıyorsanız burası tam size göre.. Sacro Monte’ye çıkmayı sakın unutmayın.

Lago Maggiore

Bu gece Maggiore gölündeyiz. Como gölünden daha az popüler ama çok zarif. Otelimiz göl üzerindeki adalardan Issola dei Pescatori üzerinde yer alan “hotel verbano”. Balayı planınız falan varsa bu oetli ciddi olarak düşünün. Rezervasyon yaptırırken de mutlaka terası olan odalardan isteyin.

Yarına henüz karar veremedik. Popüler olan yerlerden kaçan her zamanki duruşumuzun aksine Como gölüne gitsek mi gitmesek mi? Göller bölgesinden sonra Italya Alplerinin Avusturya etkisi altındaki Dolomit dağlarına mı gitsek yoksa aşağı Toscanaya mı insek? Bugün yayınladığımız anket yönlendirici olacak. Lütfen anketimizi oylayın. Toscana mı Dolomitler mi?

 

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s